Bildiğiniz gibi Sziget'e
giderken oturup ders çalışır gibi lineup çalışıyoruz, ne biliyim haritadan yerleşime çalışıyoruz, kıyafet çalışıyoruz, işte ilaç falan götürüp sağlık çalışıyoruz di mi? Ama çok önemli bir şeyi atlayıp gelişi güzel akışına bırakıyoruz, peki neyi çalışmıyoruz?
Aslında çok önemli bişi bu, festivalin neredeyse %50si!
Neyse bugün itibariyle 1 ay boyunca o burun kıvırdığımız, abuk sabuk
dediğimiz, güldüğümüz şarkıları ben hafızaya almaya başlıyorum.
Arkadaşlar çalışmasa da olur festival öncesi 2 gün hızlandırılmış bir kursla ben onları hazırlarım, peki neden?
Bildiğiniz gibi festivalde
bir sürü performansa, bilmem ne lineupa oturup çalışıyoruz hazırlanıyoruz, ama
günümüzün yarısı irili ufaklı barlarda masaların üzerinde dans ederek ya da o barlarda yol
üstünde bir kaç şarkılık zamanlarla geçiyor.
Dolayısıyla oradaki çalan abuk subuk şarkılara eşlik etmek, olası
potansiyel takılınacak hatunlara daha da yaklaşmak için, barış için, insanlık için bakkal şarkılara
kendimizi vermemiz lazım.
Burun kıvırarak, olmaz bunlar diyerek yol alınmaz. Yollar her türlü taşa toprağa çakıla dayanarak alınır. Alkol duvarları aşıldığında mecburen yürüyeceğin yolları önceden geçmelisin ki ayağın burkulmasın.
Mesela şunun gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder